NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
أَبُو الْأَحْوَصِ
حَدَّثَنَا
طَارِقُ بْنُ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ الْمُسَيَّبِ
عَنْ رَافِعِ
بْنِ خَدِيجٍ
قَالَ نَهَى
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَنْ
الْمُحَاقَلَةِ
وَالْمُزَابَنَةِ
وَقَالَ
إِنَّمَا
يَزْرَعُ ثَلَاثَةٌ
رَجُلٌ لَهُ
أَرْضٌ
فَهُوَ يَزْرَعُهَا
وَرَجُلٌ مُنِحَ
أَرْضًا
فَهُوَ
يَزْرَعُ مَا
مُنِحَ
وَرَجُلٌ
اسْتَكْرَى
أَرْضًا
بِذَهَبٍ أَوْ
فِضَّةٍ
Râfi' b. Hadîc'in şöyle
dediği rivayet edilmiştir:
Rasûlullah (s.a.v.),
münâkale ve müzâbeneyi nehyetti ve; " Ancak üç kişi ekin ekebilir. Bunlar:
Tarlası olan, kendisine karşılıksız olarak arazi verilen, -o kendisine verilen
tarlayı eker- ve altın ya da gümüş karşılığında tarla kiraya tutan kişi"
buyurdu.
İzah:
Nesâî, eymân; İbn Mâce,
rühûn
Bu rivayete göre,
müzâraayı yasak eden hadisi Hz. Nebi'den Râfi' b. Hadîc bizzat kendisi
duymuştur. Müzâraa-nın yasak oluşu, hadisin son bölümünden anlaşılmaktadır.
Çünkü orada ekin ekebilecek kişiler sayılmış, ortakçı olanlar bu sayının
içerisinde yer almamıştır. Hadisin baş tarafında ise muhâkale ve müzâbenenin
caiz olmadığı belirtilmiştir. Önce de belirtildiği gibi müzâbene; ağacın
başındaki taze hurmayı yerdeki kuru hurma karşılığında, muhâkale de tarladaki
ekini buğday karşılığında satmaktır.
Bu tabirlerle ilgili
daha geniş bilgi 3361 no'lu hadiste geçmişti.